Yaygın olarak 60 yaş ve üstü kişilerde görülmesi nedeniyle toplumda yaşlı hastalığı olarak bilinen kataraktta erken tedavi görme kaybını engelliyor. Sıklıkla orta yaşlı insanlarda görülmesiyle birlikte kataraktın her yaşta ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Dünyagöz Hastaneler Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ioannis Pallikaris, "Göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal merceğin saydamlığını yitirerek matlaşması sonucu ortaya çıkan katarakt, ilaçla medikal tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktır. Tıbben matlaşan merceği tekrar saydam hale getirmek mümkün olmadığı için kataraktın tek tedavi yolu ameliyattır” dedi.
Bu belirtilere dikkat
Kataraktın, bulanık görmeye ve görme kalitesinde ileri derecede kayıplara neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Pallikaris "Her hastalıkta olduğu gibi kataraktta da erken teşhis ve tedavi görme sağlığı açışından büyük önem taşıyor. Bu nedenle hastalar katarakt belirtisi olarak ortaya çıkan; görmede yavaş yavaş azalma, gece ışıklarda dağılma, renklerde soluklaşma, göz yorgunluğu ve baş ağrısı şikâyetlerde vakit kaybedilmeden mutlaka uzman bir hekimine başvurulmalıdır” diye belirtti.
Basit bir göz muayenesiyle teşhis mümkün
Katarakt teşhisinin basit bir göz muayenesiyle mümkün olduğunu belirten Pallikaris "Ancak katarakta eşlik eden başka göz hastalıkları var mı, yok mu diye hastanın detaylı göz muayenesi yapılmalıdır. Bu muayenede; korneanın saydamlığı, kataraktın yapısı, merceğin pozisyonu, göz bebeğinin genişliği, retinanın durumu ameliyat planından önce detaylıca incelenerek hastanın tedavisi operasyon açısından değerlendirilir. Bulgular sonucunda ameliyat kararı alınırsa da yapılacak yöntem ve göz içine yerleştirilecek mercek hakkında alternatifler hastaya detaylı bir şekilde anlatılır” ifadesini kullandı.
Aynı gün taburcu olunabilir
Katarakt da dâhil olmak üzere tüm göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan teknolojinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Pallikaris "Günümüzde katarakt tedavisinde klasik yöntemler yerine kullanılan fako ve femtosaniye lazer yöntemiyle operasyonlar; iğnesiz, narkozsuz, ağrısız bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bu yöntemlerde göz, sadece damla ile lokal olarak uyuşturulurken, oldukça kısa sürede tamamlanan operasyon sonrası hasta, aynı gün evine dönebiliyor” diye konuştu.